top of page

Ä°KLÄ°M KRÄ°ZÄ°

Ekolojik Ayak Ä°zi Nedir?
Ä°nsan eylemleri sonucunda yıpranan ekosistem dengesini hesaplar ve bu dengeyi tekrar yerine getirmemiz için neler yapmamız gerektiÄŸini belirlememize yardımcı olur. Toplumun sanayileÅŸme dönemine girmesiyle, doÄŸanın dengesinin ÅŸaÅŸması aynı anda gerçekleÅŸmiÅŸtir. Fazla tüketim ve hızlı büyüme uÄŸruna doÄŸal kaynakları sürekli ve kontrolsüzce talep ve arz ettik. Bunun yanı sıra kentleÅŸme, hızlı nüfus artışı ve teknolojik geliÅŸmelerin etkileri de kendini yavaÅŸ yavaÅŸ belli etmeye baÅŸlamıştır. DoÄŸa yıpranıyor ve biz büyüdüÄŸümüzü sanırken, yok oluÅŸa sürükleniyorduk. 20. yüzyılın ortalarında doÄŸa yıprandığını bize hissettirmeye baÅŸladı; bunun üzerine 1990’lı yılların başında iken, sürdürülebilirlik savunucusu Mathis Wackernagel ve ekolojist William Rees, ekolojik ayak izi kavramını öne sürdü. Öne sürdükleri ekolojik ayak izi doÄŸaya nasıl zarar verdiÄŸimizi hesaplayacak ve bize ÅŸans niteliÄŸinde artık nasıl zarar vermeyeceÄŸimizi anlatmaktadır. Kısaca insanların doÄŸaya yaptığı kirlilik ayak izi olarak literatüre geçmiÅŸtir. YaÅŸayan gezegene ve geleceÄŸe dair umudumuzu yeÅŸerten ekolojik ayak izi, tüketime tabi tutulan doÄŸal kaynakları artık üretime katmayı hedefliyor ve ortaya çıkan atıkları da etkisiz hale getirerek biyolojik kapasiteyi ölçüyor. Biyolojik kapasite ise; belli bir bölgenin, yenilebilir doÄŸal kaynaklarını yıllık olarak üretme kapasitesine denir.

 

YaÅŸayan Gezegen Raporu
Dünya DoÄŸayı Koruma Vakfı tarafından 2010’da yayınlanan ‘’YaÅŸayan Gezegen Raporu’’na göre; kiÅŸi başına düÅŸen ekolojik ayak izi 2,7 küresel hektar iken, biyolojik kapasite 1,8 küresel hektardır. Aynı zamanda Küresel Ayak Ä°zi Ağı’nın 2014’de yayınladığı rapora göre ise; toplumun toplam ekolojik ayak izi deÄŸeri 1,7 dünya deÄŸerindeydi.


Ekolojik Ayak Ä°zi ve Hayvan Endüstrisi
Hayvan endüstrisi, aslında tüketimimiz, doÄŸaya yüklü miktarda karbon ayak izi bırakmaktadır. RövanÅŸta olan et tüketimi ile birlikte hayvanlar tıpkı cansız bir nesne gibi seri üretime tabi tutularak atmosfere metan gazı salınımı yapılmasına sebep olmaktadır. Özellikle hayvanların salgıladığı metan gazını, motorlu araçlardan daha fazla gezegeni yok oluÅŸa sürüklemektedir. Yapılan araÅŸtırmalara göre; yalnızca Türkiye’de tüketilen su kaynaklarının %50’si hayvan endüstrisi için kullanılırken, dünyada ise temiz suların 1/3’i hayvan endüstrisi için kullanılmaktadır.
Su kıtlığının yaÅŸanması bir yana aynı ÅŸeyler tarım arazileri içinde geçerlidir. Dünyada bulunan tüm tarım alanlarının %45’i hayvan endüstrisi için harcanıyor, bu araÅŸtırmalara istinaden hesaplamalara göre; 6 dönüm araziden 16783 kilogram bitkisel ürün çıkarken yine 6 dönüm araziden 170 kilogram hayvansal ürün çıkmaktadır. Kısaca hayvan tüketimi ile bitkisel tüketim arasında 100 kat fazla bir olaÄŸanüstü toprak harcama mevcuttur.
OrmansızlaÅŸma ve atık üretiminin de birincil sebepleri arasında yer alan hayvan endüstrisi, nefes aldığımız her saniye yaklaşık 4-8 dönüm (4047-8094 m2) ormanı yok eder; Amazon ormanlarının tahribatının %91 oranında sebebi ise hayvancılık endüstrisi için üretilen tarım kaynaklıdır. Hayvan endüstrisinin yetiÅŸtirdiÄŸi hayvanların yalnızca ABD’de yaÅŸayanlarını ele alırsak; her dakikada ABD’de hayvan endüstrisine baÄŸlı olarak hayvanlar 3,2 milyon kilo dışkı üretiyor. Hesaplamalara göre ise; inek sütü üretmek için 2500 tane ineÄŸi olan bir çiftlikte üretilen atıklar, 411000 nüfuslu bir ÅŸehrin atığına eÅŸ deÄŸerdir. 2019 verilerine göre Türkiye’de bulunan MuÅŸ ÅŸehrinin nüfusu 408809’dur. Yani MuÅŸ ÅŸehrinin ürettiÄŸi atık, 2500 ineÄŸin ürettiÄŸi atığa
eÅŸittir.


Hayvancılığın Ayak İzi
Et ve süt ürünleri %18 kalori için tarım alanlarının yüzde 83’ünü kaplamaktadır ve tarımsal üretimin sera gazı emisyon hacmine etkisinde %60’lık payın sahibi oluyor.

 

Ä°klim Krizi Ä°çin Vegan Olmak

Ä°klim krizini önlemek için alınabilecek çok fazla önlem vardır. Ev içinde enerji ve su tasarrufu yapmak, bisiklet kullanmak, toplu taşıma kullanmak ya da yürümek, enerji kaynakları için aktivizm yapmak, çevreci politikalar üreten kiÅŸileri desteklemek alınabilecek önlemler arasındadır ama alınabilecek daha etkili bir önlem var. Uzmanlara göre; ekosistem için yapabileceÄŸimiz en büyük ve etkili adım, vegan olmaktır. Oxford Üniversitesi’nden Joseph Poore ÅŸöyle diyor: “Gezegen üzerindeki etkinizi küçültmenin tek başına en geçerli yolu vegan beslenmedir; sadece sera gazlarını azaltmak bakımından deÄŸil, küresel asitleÅŸme, tarım arazileri ve su kaynaklarının kullanımı açısından da etkilidir. Et ve süt ürünü tüketimini azaltmak, uçak yolculuklarını kısmak ya da elektrikli otomobil almaktan çok daha büyük bir adımdır. Bitki bazlı saÄŸlıklı gıdaların sübvanse edilip, et ve süt ürünlerine ekstra vergi getirilmesi gerekebilir…” Ayrıca Poore, tatlı su balık çiftliÄŸi ve ot ile beslenilmiÅŸ sığır eti gibi sürdürülebilir olarak düÅŸünülen üretim yöntemlerinin bile çevre sorunlarına yol açabileceÄŸini söyledi. “Çimi ete çevirmek kömürü enerjiye dönüÅŸtürmek gibidir. Emisyonlarda muazzam bir maliyetle geliyor” diyor. Ä°klim krizi olmasa da deÄŸiÅŸimi kendimiz yaratmalıyız. EÄŸer acı yaÅŸananlara doÄŸrudan ÅŸahit deÄŸilsek onları aklımızdan kovmak belki de en kolay olandır. Birini öldürmek, iÅŸkenceye tabi tutmak ya da kötü koÅŸullarda yaÅŸatmak senin kendi ellerinle yaptığın bir ÅŸey deÄŸil; bu yüzden belki de senin suçun olmadığını bilmeyi isteyerek yaÅŸamak daha kolaydır; ama eÄŸer birilerini bu yapamadıklarınızı yapması için teÅŸvik ediyorsanız burada bir problem vardır, dolaylı yoldan ölümü teÅŸvik etmek bir problemdir. Ä°klim krizi için bireysel yapabileceÄŸimiz en etkili yöntem vegan olmak ve yine hayvan özgürlüÄŸü için bireysel yapabileceÄŸimiz en etkili yöntem de vegan olmaktır.

bottom of page